28 Mayıs 2015 Perşembe

çizgi filmlerdeki görünmeyen tehlike

kanalın adı baby tv . 1-3 yaşa hitap ediyormuş. açıyorum benim oğlan dut yemiş bülbüle dönüyor,yemek yemek istemediği zamanlarda tabletten açıyorum şarkıları gene sevindirik oluyor. evimizi kara büyü gibi sarmaya başlayan şu lanetli kanalı her açtığımda hipnotize oluyorum alık alık bakakalıyorum televizyona ! bi acaip renkler , garip şarkılar , hayvana dönüşen sebzeler fırıldak gibi dönüp duran bir kanal...

bir silkelendim neler oluyor bana ya ? bu neyin kafası abi ? kapat şu kanalı , aç haberleri gündemi özet geç  sonra kapat televizyonu , aç radyoyu çocuğa biraz klasik müzik sonra bul güzel bir müzik kanalı dinle! sen bu değilsin .

samet doğmadan önce , gün içinde ben asla televizyon açmazdım . sadece müzik dinler ,internetten gazete okurdum. ya da belgesel ve çoğunlukla yemek kanalları -24 kitchen favorim- izlerdim . bu arada hamile kaldıktan hemen sonra iş hayatını noktalayıp eve geçtim . normalde akşamları bile televizyona tahammül edemez başka bir odaya geçer ya kitap okur ya da öylece uzanır gözlerimi dinlendirirdim . ta ki çocukla hayata adapte olana kadar.

farkına yeni yeni vardığım ve her annenin başına gelen 'annelik zaafı' denen garip şey beni de vurmuş. e çok normal , emekleme döneminde durduğu yerde durmayan ,annesinin paçasından düşmeyen ,anneye iş yaptırmayan , yemek hazırlatmayan , dinlendirmeyen hatta bırak dinlenmeyi bi rahat wc ye gidip de mıçamayan bir kadın haline gelmişim :)) ve o lanetli kanal benim de zaafım oluvermiş. ekranın karşısında kendimi hipnotik halde yakalayınca ya bu nedir ? bu çizgi filmlerin psikolojik etkisi ne ? eğitici mi eğlendirici mi? hani biliyoruz dil gelişimine bir katkısı yok , dikkat ve konsantrasyon bozukluğuna da yol açıyor --da--  benim göremediğim , anlayamadığım bir şeyler mi dönüyor ? diyerekten başladım internetten kurcuklanmaya .
dehşete düştüm ! okuduklarımdan , gördüklerimden , dinlediklerimden ...

o masumane görünen disney dünyasının içinde gizli bir karanlık dünya varmış,keyifle izlediğim  bazı  çizgi film kanalları  gizli cinsel içerik deposu haline gelmiş. Sübliminal mesajlar ortalıkta kol geziyormuş.

Sübliminal mesaj, bilinçaltına hitap eden mesajlarmış. Biliç algılamaz fakat Bilinçaltı kaydedermiş !  Görüntüyle , sesle , kokuyla iletilebilinir ve kişinin düşüncelerinin oluşumunda temel oluştururmuş !bizim Türk çizgi filmlerinde bu tip mesajların içerdiğine dair kaynak bulamadım ama yabancı Kaynaklı her türlü çizgi film , müzik, film, reklam aklınıza ne gelirse işte hepsinde sübliminal mesaj mevcut. .

Sonra dedim ki kendi kendime izletmiyorum abi , bitti . Aklıma tüküreyim diye diye kendimi bir güzel içimden paraladım. ama şimdi düşünüyorum da dinlediğimiz müzikler,izlediğimiz reklamlar,alışverişte çalınan müzikler dünya o kadar görünmeyene odaklanmış ki; o kadar algıya yönelmiş ki bir yerinden muhakkak bu duruma maruz kalacak . sonra düşündüm önemli olan korumak ya da yasaklamak değil, çocukta bir akıl oluşumunu sağlamak. çocuk belli bir bilince ulaşana kadar tutabildiğimiz kadar uzak tutmaya çalışmalı , o bilince ulaştığını gördüğümüzde de zehire karşı panzehir oluşturmalıyız.

boş verin  bırakın mutfak dolaplarını indirsin , sizi peşinden koştursun işinizi yaptırmasın . şöyle düşünün hangi anne çocuğuna abur cubur yediriyor ? hemen hemen çoğu anne uzak tutuyor neden zararlı diye . işte televizyon da bana kalırsa  beynin abur cuburuymuş .  ben gene kendi kendime öğrendim.

işi gücü yetiştirip , dinlenmeye çalışmak için çocuğu televizyon karşısına oturtmak da sanırım bir atalet hali . ben koptum , kurtuldum.
ayıldım
uyandım
araştırdım
öğrendim 
ve çok korktum ...

eğer neler olduğunu bir de ben göreyim derseniz bir tıkla kolayca videolara ve resimlere ulaşabilirsiniz.

sevgiyle kalın.

26 Mayıs 2015 Salı

dikkat Çocuğunuzu Zehirlemeyin !

merhaba !
bu sabah çok çok sevdiğim arkadaşım bana geldi.kendisi plastiklerle alakalı bilgi sahibi bir kişidir. O'nu görünce boş bırakmayan ben hemen ''hadi canım benim Şu'nu tut da bir iki iş,mama filan yapıyım'' dedim :))

bizim oğlan muhallebiyi çok sever -ama muhallebi çocuğu değildir :))- hatta bir dakika ya yaptığım muhallebi tarifini de asıl konuya girmeden araya sıkıştırayım :)

Samet oğlan muhallebisi şöyle yapılır ;

1,5 su bardağı süte ( biz süte geçtik bu arada)
1 tatlı kaşığı buğday nişastası
1 tatlı kaşığı mısır nişastası
1 tatlı kaşığı pirinç unu  ekliyor ve pişiriyorum. sonra içine ilk sıcağı çıktıktan sonra muhtelif meyveler ya da bebe bisküvisi koyarak tatlandırabilirsiniz .  :))
afiyet olsun  !



 evet muhallebiyi çok seven oğluşa muhallebi yapmak için  malzemelerin bulunduğu dolaba yönelip yaklaşık 1 ay önce almış olduğum vakumlu , kaşıklı bebek maması kabını görünce ' ay şunu da bir türlü kullanmaya başlayamadım '' dedim arkadaşım '' bakıyım ne aldın '' dedi . daha paketli vaziyette olan ürünü gösterdim başladı incelemeye . hemen arkasını çevirdi ve '' Çiğdem bununla asla Samet'e bir şey yedirmiyorsun bu zararlı plastiklerden üretilmiş ''dedi . Sonra baktık hem 7 numara ama aynı zamanda BPA içermiyor o en tehlikelisi olduğu için ve o şekilde kullanılabilir olduğundan bir hımm dedim ama hala kullanma konusunda kararsızım. 7 numara yapmalarının sebebi muhtemelen mikrodalga fırında kullanılabiliyor olması. NASIL YA  ama o kaliteli bir çocuk markası dedim . sonra başladı anlatmaya . (şimdi ben de size anlatıyorum )

BAK ARKADAŞIM ;

Plastikler numaralarına göre sınıflandırılır. bu numaralar da bize o plastiğin neyden üretildiğinin ve zararlı olup olmadığının ,mikrodalgaya konulup konulamayacağının ,ya da dondurucuda saklanıp saklanamayacağının bilgisini verir. 
misal ;
1,2,4 ve 5 numaralı plastikler zararsız; 3,6 ve 7 numaralı plastikler uzak durulması gereken plastiklerdir. neden mi ? yukarıda resinde de var ama ben elceğizimle yazayım sen gene oku ;

1 NUMARA  pet ve pete polietilen içerirmiş . cam gibi şeffaf mış genelde içme suyu, yağ, ve alkolsüz içecekler de kullanılırmış yani ZARARSIZ

2 NUMARA yüksek yoğunluklu polietilenmiş.deterjan ambalajları ve pet sütlerde bulunurmuş ZARARSIZ

4 NUMARA az yoğunluklu polietilen miş . kuru temizleme ve  çöp torbalarında bulunurmuş bir de yemek saklama kaplarında . ZARARSIZ

5 NUMARA poliproplen  en güvenilir plastik çeşidi olarak bilinir miş. bulaşık makinesinde yıkanabilir ve mikrodalgada kullanılabilirmiş -- e o zaman bizim ürün neden 7 numaradan üretildi ki işte burayı çözemedim -- şişe kapakları , içecek kamışları,biberonlar bu üründen üretilirmiş. yandaki 5 numara da bebedorun suluğu.








ŞİMDİ GELELİM ZARARLI OLAN ÜRÜNLERE

3 NUMARA pvc polinivil  klorid. uzmanlara göre en uzak durulması gereken plastik türünden biriymiş.çünkü içeriğinde toksik yani zehirli madde varmış ve bu da içecek ve yiyeceklere geçermiş.

6 NUMARA polistren  buraya dikkat ! dışarıda hazır yiyeceklerde kullanılan ve bu yiyecekleri paketlemede kullanılan plastik tabak , bardak, kaşık , köpük bardak,tabak ve saklama kapları ve fast-food yiyecekler bu plastikten üretilirmiş.

7 NUMARA bu yukarıda sayılan tüm ürünlerin dışında kalan ürünler ile üretilir miş. yemek saklama kapları ve özellikle pazarlarda satılan ucuz plastikler üretilirmiş. ve çok zararlıymış !

 FAKAT ÜRÜNÜN ARKASINDA HERHANGİ BİR ZARARLI PLASTİK NUMARASI OLUP DA İLAVETEN BPA İÇERMEZ İBARESİ DE VARSA KORKMAMAK GEREKİRMİŞ.

işte böyle . bence mutfakta iyi bir temizlik yapma zamanı gelmiş. evimize soktuğumuz ürünlere çok dikkat etmeli ve bu konularda bilinçlenmeliyiz. canım arkadaşıma beni bilgilendirdiği için çok çok teşekkürlerimi ediyorum ben de naçizane öğrenip araştırdıklarımı da derleyip sizinle paylaşarak bilinçlenmenizi sağlıyorum :))

şimdi aklıma bir de deterjanlar geldi. araştırıp bir  yazı da deterjanlar için yayınlayayım .. ekolojik takılmanın zamanı gelmiş.


bu arada nasılız ama ? yıkılıyoruz yaa :))




kendimi seviyorum , oğlumu seviyorum , kocamı seviyorum , ailemi seviyorum ,insanları seviyorum ,hayvanları seviyorum , doğayı ve tüm bunları içinde barındıran DÜNYA' yı seviyorum ve dikkat çekiyorum .

bilinçlen, bilinçlendir ve sen de dikkat çek bu yazıyı yayınla !




22 Mayıs 2015 Cuma

yürüdükçe değişti bu çocuk ayol !



hani anneler genellikle bunaldıkları zaman derler ya , ya büyüdükçe değişti bu çocuk ,bir tuhaflaştı diye :)) o aslında büyüdükçe değil yürüdükçe gibi geliyor bana..

evimizin cırcır böceği  , azimle , tutkuyla ,coşkuyla, aşkla, sağlıkla -şükürler olsun!-,afacanlıkla 354 gündür aramızda . büyümeye çalışıyor, adapte olmaya çalışıyor, bazen oluyor , bazen coşuyor ve nihayetinde bir şekilde evin küçük tatlı bireyi haline geldi . ev içinde en küçük ama bizim için en büyük ev kişisi benim oğlum :)

şuan profesyÖnel şekilde emekliyor fakat sanırım emeklemeyi zirvede bırakıp bir üst dala konma peşinde . ne mi?YÜRÜME! evet artık benim sevgili oğlum samet yürüme ve tırmanma dönemine girmiş bulunuyor.  evin her metrekaresine ayak bastıkça aya ayak basmış gibi sevindirik olan bu garip küçük ev kişisinin huyları da değişti tabisi :)) o ev içinde yeni yerler keşfedince aya ilk ayak basan gibi seviniyor akabinde yeni yeni huylar türetince ben de ay'da ilk bastıkaçtıdan nasibini alan gibi dumurlaşıyorum.  şöyle ki ; her yeni yürümeye başlayan normal bir çocuk gibi benimki de ;

-AŞIRI DERECEDE  İLGİ  istiyor ve bir anlığına bile başka şeylerle vakit ayırmama asla izin vermiyor.  samet evin her tarafına korkmadan rahatça gidebildiğinden beri algıları iyice açıldı ve keşfettiği her şeyi oyuna çevirebilme kapasitesinde tavan yaptı. ve eğer benim ilgimi çekemiyorsa evdeki tehlikeli bir  kaç davranıştan birine yöneliyor . bunlar aynaya doğru hızla emekleme ve aynayı düşürmek istercesine sallama, televizyona doğru hızla emekleme ve kutuların kartlarıyla oynama , merdivene doğru hızla yönelme ve tırmanma, fırına doğru hızla emekleme ve kapağı açma girişimleri :)) ve benim zeki zıpırım bunlardan birini yaparken örneğin aynaya yöneldiğinde aynanın dibine giriyor hemen dönüp bana bakıyor - bak aynaya geldim ya benimle ilgilen ya da güzelim aynanı yere indiririm !! bakışıyla evet bakışıyla beni bir güzel yola getiriyor. bu davranışı da benim üzerimde rahatlıkla GÜÇ kullanabildiğinin bir göstergesi :))
-İNATÇI VE DIK KAFALI kafasına    koyduğunu  yapan    ve   beni  bir güzel ağzı açık bırakan bir   küçük insan oldu  . Süper  bir şekilde atak , hızlı ve tehlike anlayışından yoksun olan bebeğim defalarca totosunun üstüne düşmesine rağmen dolaplardan ve fırından kendini alamıyor , oraya buraya tırmanmaktan vazgeçmiyor .
- ÇOK YOĞUN  BİR PROFESÖR bazen oyuncaklarıyla oynamaya öyle dalıyor ki sanki atomu parçalayacak haspam :)) hele o kablolar yok mu ? O prizler , o fişler , kumandalar ... Hiç sesi çıkmıyor dudaklar uzamış , minicik ellerle alet edevatı kavramış çözümlüyor da çözümlüyor . Dudaklı sakine senii:))
-İSTEKLER SÜREKLİ DEĞİŞİYOR deniyor her gün yılmadan. Yeni şekillerde uyuma , her zaman hımm diye yenen yemeğe bırun kıvırma , yüzüne bakmadığı oyuncaklara karşı yükselmesi , zırlayarak içtiği şurubu şapırdatarak içip beni aha dedirtmesi gibi. Aşığım yaa :))
-ANNEYİ DIŞ DÜNYADAN KOPARMA girişimleri. Evet eğer beraberce dışardaysak ya da evimizde misafirlerimiz varsa ve ben süper zevkli bi muhabbete dahilsem bu hınzır daha sözcük kullanmadan benim sürekli sözümü kesip alooo ayıp oluyo onlar gitcek ben kalcam başına kırılıyom amaa!!! Tarzında halleniyor:)) çok ustaca dikkati üzerine toplayıveriyor :))
-KARARLI VE BAĞIMSIZ eğer o merdivenden tırmanılacaksa Kaçış yok yanına gidilecek ellerden tutulacak defalarca inilip çıkılacak, altı bezlenmeyecek , bebek Arabasına oturmayacak , dolaplar deşilecek  ve bunlar aklına ne zaman eserse o zaman yapılacak . O bağımsızca keşfedecek Sen bağımlı bir şekilde itaat göstereceksin ! :))
- HER YEMEK YENI BIR OYUN olacak . Kaşığa pat diye çakıp şakaaa der gibi sırıtacak :)) yiyip yiyip Yemeğin ortasında Doymuş gibi yapacak sonra olmadık zamanda aklı başına gelecek aç olduğu için huysuzlanacak sen de küçük sevimli Tencerelerinde yeni sıcak yemekler deneyeceksin.
-UYKU DÜZENI bazen harika olacak bazen sabah ezanlarında mini mini bir kuşu söyleyip oynayacaksın ve senin uykun kaçtığı an onun uykusu gelecek güzel gözleri kapanacak sen zombi gibi ortalıkta dolaşacaksın. 
-KORKULARI da  vardır. Koca elektrik süpürgesinden korkmadan üstünde tepinen çocuğunun ağzındaki sakızdan tırsmasına , eline verdiğin balondan iğrenmesine ve akabinde korkmasına Şahit olacaksın. Kocayla şakalaşmalardan bile tedirgin olacak sen de hep stabil olmaya çalışacaksın.
-AYRILIK ANKSİYETELERİ vardır. 9-12 ay Arasında ortaya çıkan ve 14. Ayda tavan yapan . Sen yokken durduğu bir yerde sen olduğu zaman paçandan düşmeyen... 
-VE SEVGİ DOLUDURLAR  sürekli kahkahalarıyla evinizi şenlendiren,ay bu yokken ben ne yapıyormuşum dedirten, şoparlıklarıyla sizi güldüren bazen güldürürken düşündüren , herşeyi hisseden , anlamaya başlayan, sabahları sizi bazen öpücüklerle bazen suratınıza şırankk diye inen bir tokatla uyandıran , sarılırken içinize sokmak istediğiniz , bazen saçınızı başınızı yolma durumuna gelsenizde ama o daha bebek diye kendinizi frenlediğiniz  garip tuhaf varlığınızın yürüme dönemindeki davranışları sizin de davranışlarınızı şekillendirmenize yol açacak . 

olumlu olun , bir nefes alın, varlığına şükredin , emniyet kemerlerinizi bağlayın 

yürüme dönemi başladı !





20 Mayıs 2015 Çarşamba

Dr doğru'nun bulunması

  Geçen yazımda doktorumuzla yaşadığımız bazı talihsizliklerden bahsetmiştim. Ve bu da beni dr doğru nedir nasıl bulunur ve dr doğru nasıl olmalı sorularına yöneltti. 
Dr doğru , bebeğimize ve bazen bize burun akıntısı , kulak ağrısı, boğaz ağrısı , yüksek ateş , yara ve travma hatta bizi şaşırtabilecek fiziksel ve psikolojik durumlarda ve daha yazamadığım aklıma gelmeyen durumlarda 16/18 yaşına kadar  bakacak olan bakması gereken kişidir. Gecenin saat ikisinde aniden yükselen ve bir türlü düşüremediğiniz ateşli hastalıklarda, nefes borusuna kaçan sütün yarattığı korkutucu !! Tıkanmalarda , verilen bir ilacın gerçekten gerekli olup olmadığını düşündüğünüzde ve bunun gibi bir sürü baZen mantıklı bazen tecrübesizce soruları zaman ve mekan ayrımı olmadan rahatça arayıp sorabilmenizdir. Neticede çocuk bu ne zaman ne olacağı hiç belli olmuyor . 
Bunların yanı sıra isim araştırmaya başlamadan önce bebeğimize bakmasını istediğimiz doktorun özellikleri ile ilgili  bazı temel kararları almak gerekir . yani aile hekimi mi? yoksa çocuk doktoru mu ?

Şöyle ki çok güvendiğiniz bir aile hekiminiz var , ve çocuk doktoru mu aile hekimi mi gibi bir soru çıkıyor karşınıza. Sametin boğulma hikayesinde derdimize derman olan aile hekimi , her ay düzenli olarak özel muaynehanesine götürdüğüm uzman çocuk doktorunu önce İNSANLIĞIYLA sonra hekimliğiyle açık ara geçmiştir.  Ve aile hekimi deyince yeterlilik konusunda müsterih olun çünkü aile  hekimleri uzmanlığı çocuk uzmanlığından daha geniş kapsamlıdır. Ve çocuk hastalıklarına ek olarak iç hastalıkları , psikiyatri ve kadın doğum eğitimi de içerir.
 Bir aile hekimini tercih etmenin avantajı , ailenin tüm üyelerini klinik ve kişisel olarak tanıması ve bu bilgileri tanı ve tedavilerinde kullanabilmesidir.
bir aile hekiminin dezavantajı ise;pediatri konusunda ,çocuk doktorlarından daha az eğitime ve deneyime sahip olmasıdır.bu dezavantajı daha çok bebeğe bakan bir aile hekimi bularak minimuma indirebilirsiniz.

--Ben küçük bir vilayette yaşıyorum doğumumu il dışında bir özel hastahanede yaptım ve Samet'in doğumundan itibaren olan doktoru da o hastahanenin çocuk doktoru. şükürler olsun ki oğlumun önemli bir rahatsızlığı ,hastalığı yok genel olarak sağlıklı bir bebek. bu durum da benim her ay doktor kontrolü için şehir dışına gitmeme gerek duymamamı sağlıyor. bunun yanında yaşadığım şehirdeki devlet hastahanesinde gelen doktorların hemen hemen hepsi geliyor ve tayin istiyor. hepsi geçici doktorlar yani. ve aynı zamanda özel olarak götürebileceğim yalnızca 1 adet çocuk doktoru var onunla da bunlar geldi başımıza zaten .. yani trişkadan bir durumla karşı karşıyayım .  büyük şehirde olsam tabiki de arar en babasından iyi bir çocuk doktoru edinirim. şartlar bu şekilde olunca aile hekimi kriteri de göz önüne alınmış vaziyette bende. bunu da çocuk doktoru avantaj ve dezavantajlarını yazmadan belirteyim istedim--

doğal olarak bebeğimiz için bir çocuk uzmanı seçmemizin en büyük avantajı çok açık ki; çocuk uzmanları yalnızca çocuklarla ilgilendikleri için , çocuk ve bebeklerde neyin normal neyin anormal  ve neyin patolojik olduğunu diğer doktorlardan daha iyi bilmektedirler. ve özellikle yeni annelerin 'neden uyumuyor?' ' neden sürekli ağlıyor' 'neden sürekli emmek istiyor' gibi sorularına daha net ve rahatlatıcı yanıtlar verirler.
çocuk doktorunun bir dezavantajı ise yalnızca ailenin çocuk ve bebekleriyle ilgilendiğinden tüm aileyi tanıyamayabilmeleri;bir çocuğun fiziksel ya da duygusal probleminin aile üyelerinden mi kaynaklandığını tahmin edemeyebilmesidir. bu da kolay çözülebilecek bir dezavantaj .

sonuç olarak ;
 asıl önemli olan çocuk doktoru , çocuk ve anne üçlüsü arasındaki paslaşmalardır. bir doktorun çocuğunuza yaklaşımı , bebeğinizin ya da çocuğunuzun kendisini doktorunun yanında rahat hissetmesi --daha az korkması--, doktorunuzun bebeğinizi ve sizi gerçekten önemsediğini hissetmeniz ve annenin doktoruna her konuyu her zaman rahatça sorup konuşması ve hatta bazen münazara edebilmesi elzemdir. çocuğun en ufak burun akıntısında antibiyotik veren ,emzirme konusunda hassas davranmayan , her çocuk kontrolünde karı kocayı birbirine düşüren, beslenmesine önem vermeyen , vizyonu geniş olmayan ve rahatça konuşamadığınız doktorlara gitmenin hiç bir faydası yoktur. ben gittim görmedim . denenmişi denemenin anlamı yoktur kızlar. :))

sevgiyle kalın. 




6 Mayıs 2015 Çarşamba

BEBEK BOĞULURSA

merhaba yaklaşık 3 ay olacak Sametin kabızlığından ve kullandığım kaka yumuşatıcı ilaçları reddedişinden bahsetmiştim. buradaki   yazımdan okuyabilirsiniz.  kabızlıkta kabızlığın kendisinden daha büyük olan bir sorun varsa o da bebeğe zorla kaka yumuşatıcı şurubu içirmektir. oğlum şurubu reddettiği gibi bir şekilde içirmeye çalıştığımda da öğürüyor,yutkunma zorluğu çekiyor ve eğer içmesi elzem hale gelmişse ve ben bir şekilde içirmeye çalışmışsam tıkanıyordu.

hatta bu mesele yüzünden doktorumuzla da ters düşme durumuna geldik. maalesef biz yetişkinler ve doktorlarda çok büyük bir yanlış algı var o da şu ; çocuk tadı şekerli olan her şeyi sever ! bu tez bizde bi güzel çürüdü çürütüldüğü gibi az kalsın oğlumun canına mal oluyordu. dikkat ediyorum bebek şuruplarının hepsi içilemeyecek dozda şekerli . ve kaderin cilvesidir ki samet tatlı gıdalarla hiç iyi değil ...

ben şurubunu içirme yolunu şu şekilde bulmuştum yemek aralarında (bu arada 4 tatlı kaşığı vermek zorundayım şurubu ve sabah akşam totalde 8 kaşık !! ) 4 kaşığı serpiştirerek çocuğu tabiri caizse galyana getirerek kakışlıyordum . fakat sonradan çocuğun en ufak bir şeyden yutkunma zorluğu çektiğini fark ettim. ilacın prospektüsünde yutkunma zorluğu olanların kullanmaması gerektiği gibi şeyler yazıyordu.

gene bir akşam emzirdim arkadaşıma verdim sameti tutması için o arada sanırım süt geri geldi ve samet tıkandı. fakat bu boğulma her zamankinden farklı oldu . hiçbir şekilde sesi çıkmıyor sürekli yutkunuyor , neredeyse öğürüyor ama ağlayamıyordu. Allahtan o akşam yalnız değildim. yaklaşık 10-15 dk sürdü bu durum çünkü. önce kucağıma aldım durumu anlamaya çalıştım. sonra yüz üstü kucağıma yatırıp sırtına belirli şiddette 5-6 kere vurdum. olmadı ve ben iyice panikledim. elini yüzünü yıkadım , balkona çıkarttım. durum halen aynıydı. en sonunda oturup ayaklarımın arasına dikilir vaziyette sıkıştırıp kafasından çok hafif bir şekilde kaldırarak 2 kere salladım  BU UYGULAMAYI BİLMEYEN İNSANLARIN KESİNLİKLE YAPMASINI TAVSİYE ETMİYORUM. İYİ BİLİNMESİ GEREKEN BİR UYGULAMADIR.  sonra biraz olsun mızırdanmaya başladı . o arada doktoru aradım saat akşam 10 du. telefonda direkt olarak samete bir şey oldu doktor bey dedim. boğulur gibi ama sürekli yutkunuyor dedim . doktorun verdiği cevap çok ilginçti bir kulak burun boğaz uzmanına gösterin dedi , ben sustum kaldım ! o arad aşükürler olsun ki samet artık ağlayabildi. daha sonra doktor telefonu yüzümüze bir güzel kapattı dumur vaziyette kaldık biz .

sonra arkadaşım kendi doktorunu aradı adam aile hekimi olmasına rağmen ! hemen meme emip emmediğini sordu genelde emen bebeklerde bu tarz durumlar olabilir biz buna aspirasyon deriz dedi. az miktarda nefes borusuna süt kaçmış derken arkadan sametin ağlama sesini duydu ve zaten ağlamaya başlamış hiç korkmayın gayet normal bir durum . eğer öksürük devam ederse içinizin rahat etmesi açısından bir ciğer filmi çektirebilirsiniz dedi . artık samet kendine gelmeye başlamıştı hatta sürekli ağzından gaz çıkartarak rahatladı.

şimdi doktor var doktorcuk  var . kimseye haksızlık etmek istemiyorum ama bizim doktorumuzun çocuğu KBB uzmanına gösterin deyip ses gelmedi diye de telefonu yüzüme kapatması hiç bir şekilde affedilir bir durum olmadı. bu da DR DOĞRU   nun bulunması için tekrar düşünmem gerektiğini hissettirdi bana.

AYNI ŞEY SİZİN DE BAŞINIZA GELİRSE DİYE ŞÖYLE BİR ÖZETLEMEK İSTİYORUM  EĞER BU TİP BİR DUUM KARŞINIZA ÇIKARSA ;

1 ÖNCELİKLE YARDIM ÇAĞIRIN
2 BEBEĞİ ÖN KOLUNUZA YÜZÜ AŞAĞIYA BAKACAK ŞEKİLDE YERLEŞTİRİN AMA BAŞI DAHA AŞAĞIDA OLSUN.
3 SIRTINA YUKARIYA DOĞRU 5 6 KEZ ARKA ARKAYA HAFİF GÜÇLÜ ŞEKİLDE VURUN ( ÇOK DA SERT VURMAYIN HA :)
4 GÖĞSÜNE BASTIRIN . EĞER SONUÇ ALAMADIYSANIZ GENE AYNI ŞEKİLDE YÜZÜ KOYUN YATIRIN BU KES İMAN TAHTASININ ALTINDA İKİ KABURGASININ ARASINDAKİ BOŞLUĞA BASTIRIN YANİ PARMAKLARINIZLA BASINÇ UYGULAYIN.VE BU ARADA SIRTINA DA VURMAYA DEVAM EDİN. BU İŞE YARAYACAKTIR.
5 EĞER AĞZINA YABANCI CİSİM KAÇTIĞINDAN ŞÜPHELENİYORSANIZ PARMAĞINIZLA BUNUN KONTROLÜNÜ YAPIN. GÖRÜRSENİZ DİLİNE BASTIRIN VE YAKALAMAYA YA DA ÖĞÜRTMEYE ÇALIŞIN .

valla uzun bir yazı oldu ama bu yazdıklarım her annenin başına gelebilir ben çok korktuğum için yazma ve öğrendiklerimi paylaşma gereği duydum .

hiç bir bebeğin ve hiç bir annenin böyle bir korkuyu ve tehlikeyi yaşamayacağı dileklerimle

sevgiler :)

Gökkuşağı hikayesi twitter da

Merhaba !! Evet yazılarım artık twitter aracılığı ile daha geniş kitlelere ulaşacak inşallah oralarda da görüşmek dileğiyle canlar :)) fotosunu çektim ekranın direk paylaşıyım sizile de :)) 

3 Mayıs 2015 Pazar

Bebegin 1 yaş kontrolü ve o bebekle alışveriş

Merhaba geçtiğiniz cuma günü sameti doğumunda ilk kontrol eden doktoruna götürdük. Malum önümüzdeki ay yaşına girecek . Ben çok sıkıntılı bir durum olmadıkça doktora götürmüyorum. 2-2,5 ayda bir burada bir doktorumuz vardı ona götürürdük sametin son nefes borusuna süt kaçıp boğulma mücadelesi ve doktorumuzu aradığımızda karşılaştığımız tepki i ile eskişehire götürme kararı aldım !!! Herşey yolunda gitti , kabızlığımızla alakalı - mız diyorum aile meselesi haline geldi çünkü :) daha kolay içirebileceğim başka bir ilaç ve popo pomadıyla mutlu mesut çıktık. 

Sonra bizim oğlan güzelce uykuya daldı  biz de o arada hadi bir avm yapalım dedik yaklaşık 1 yıldır alışverişi ordan burdan koştur koştur yaptığım için içeri girdiğim an köyden indim şehire moduna girdim :)) ayy acıyorum kendime valla :)) önce güzel bir yemek yedik sonra dolaşmaya başladık sevgili oğlum uyanınca da arkadaşa hadi bir kahve içelim ben de o arada oplanı doyurayım dedim. Yemek yerken sıfır sıkıntı ve etraftakı kızlarla flörtleşen çapkın oğlum birden ağlamaya başladı :)) kucağıma aldım gene üzerimde tırmanmaya başlayınca eyvah dedim ağlaya ağlaya kaka yapıcak. . Arkadaşa dedim sen kahveni iç biz şöyle bir iki tur atalım zira ortalığı ayağa kaldıracak. . Nafile keyfi bozuldu bir kere . Ben de naçizane kahvemden bir yudum alabilmişim :)) e yeter fazlası bana haram zaten :)) en sonunda dedim ki buradan çıkalım yazık arkadaş da kahveni ben alıyım içemedin dedi ama samet bizi öyle zorladı ki sonrasında o da kahveyi nerede bıraktığını hatırlamıuordu bile :)) çanta gibi taşıdığım çocuk tüm alışveriş boyunca totosunu bebek arabasına - zaten onu da neden aldıysak - koymadı .  En sonunda bir oyuncak mağazasına girip koltuklarda bulduk kendimizi :)) ama artık sametin bize yaptıklarına gülüyoruz:)) 2 dakkada el ayağa nasıl dolanır ? Merak eden olursa özelden de yazarım :)) sonra baktık ki saat dört olmuş :)) babayı ve arkadaşımın eşini aradık - onlar da oto servisindelerdi-  geldiler. Ve samet bana küfür edercesine babasının kucağına geçer geçmez dut yemiş bülbüle döndü :) adam da doğal olarak e hani çocuk durmuyodu diye yüzüme aval aval baktı :)) benim sıpam beni ve rkadşımı bir güzel ylncı durumuna da düşürdü :) kalan son bir iki saatte eşimin kollarındadururken alışveriş yaptım ama hangi kafayla hangi gözle bilmiyorum :)) 
Hadi beni de boşver arkadaş da benim yanımda yoruldu kız yazık benim kucağımda samet onda da bebek arabası çantalar filan . Tamam biliyorum sameti o d açok seviyor elinden geleni yaptı bizim için of demedi ama ben o kadar gerildim ki onların da gününü mahfettik diye . Çocuklu karıyla bir alışveriş ancak bu şekilde olurdu Artık ne yapalım deyip defalarca kusura bakma , ya sizin gününüzde gitti , yoruldun bizim yüzümüzden deyip durdum. 
VArdığım sonuç su ; benim oğlan avm de değil açık havada dolaşmayı seviyor . Zaten bu sametin ilk avm turuydu muhtemelen de son olacak :)) özellikle 11 aylık bebekle alışveriş yerine parklara bahçelere açık hava çarşılarına gitmek daha yerinde olacaktır . Mış
Teşekkürler oğlum :)) 


2 Mayıs 2015 Cumartesi

mühim yorumum #fikrimühim




merhaba nihayet fikrimühim paketim geldi. kampanyası da yan tarafta görmüş olduğunuz üzere gliss million gloss şampuan ..
fikri mühim ağızdan ağıza pazarlama ile ürün kullanım kampanyalarına katılan yorumculardan ve ürünü denedikten sonra da iyi ve eksik taraflarını okuyucularla paylaşan bir sistem.

toplamda 5 adet şampuan , watsons 3 tl lik indirim kuponları ve şık paketi elime ulaştı. şampuanların 250ml olanlarını ,tek sayfa broşürlerini ve indirim kuponlarını arkadaşlarımıza iletiyoruz.sosyal medya hesaplarımızda paylaşıyoruz ve dağıttığımız kişilerin gliss@fikrimühim.com a bizim adımızla mail göndermesi ile de 15 puan kazanıyoruz

gelelim ürüne ;
yaklaşık 10 yıldan beri gliss şampuan krem ve saç maske seti kullanan birisi olarak kesinlikle parlaklığın gerçek olduğunu , saçları pamuk gibi yumuşacık yaptığını ve kolay tarama sağladığını ben zaten biliyorum. çünkü bu ürünü de reklamlarda görür görmez aldım. malum doğum sonrası saçlarda bir cansızlık oluyor.


                         
gliss million gloss ürünlerini herkese tavsiye ediyor , fikrimühime milyonlarca teşekkür ediyorum :)

sevgiler :))

Popüler Yayınlar